
Nereye Koşuyoruz?
Biraz Soluklanıp Düşünelim…
Sanayi devrimiden bu yana küresel iklimi iki derece kadar artırdık, aşırı tüketim sonucu çevreyi kirlettik, çok sayıda canlı türünü yok ettik ve obezitede rekor rakamlara ulaştık. Arsaları satın alıp çevresini çitlerle çevirerek atıl hale getiriyor, kullanmayacağımız alan adlarını toplayarak bunları fahiş rakamlarla satmaya çabalıyor, yılın bir ayını geçireceğimiz yazlık evlerimizi yıl boyunca bomboş tutuyor ve bunlara yenilerini ekleyebilmek adına birbirimizle yarışıyoruz. Çünkü yaşam tatminini amaçlarda değil eşyalarda arıyoruz.
Kaynaklar üzerinde otorite kurabilmek adına biriktirme azmimiz İkinci Dünya Savaşı sonrası yaklaşık üçe katlanan nüfus ile de birleşince küresel ısınma, kuraklık ya da salgın hastalıklar gibi çok sayıda sosyal problem ortaya çıktı.
Tüm bu sorunların giderilmesinde ise geçen yüzyılın kurumları olan dernek ve vakıfların gönüllülük esasına dayalı düzenleri ile Birleşmiş Milletlerin bürokratik yaklaşımları yeterli olamıyor. Artık bu mücadeleye tüm sermaye şirketlerinin de "samimiyetle" dahil olması gerekiyor.
Diğer taraftan ise sermaye şirketlerinin ana dayanağı kapitalist anlayışta yatıyor. Bu anlayış da üretimin ölçeklenmesini ve sermayenin katlanmasını öncelik ediniyor. Bu "for profit" (kar için varoluş) yaklaşımı şirketlerin sosyal sorumluk projelerini sadece birer satışı artırıcı araç olarak görmesine yol açıyor. Sosyal fayda sağlamak için satış yapılmıyor, satışları artırabilmek üzere sosyal fayda sağlanıyor. Sonuç olarak her türden sosyal problem de böylelikle en iyi ihtimalle ikinci plana itilmiş oluyor.
Nüfusla birlikte küresel problemler de katlanarak artıyor. Gönüllü insanların günde hatta belki haftada ayırabileceği bir iki saatin yeterli olamayacağı ortada. Kanada ve ABD’de derneklerin en büyük problemi kadrolarının ufak olması ve gönüllülerden oluşan ekiplerinin de sürekli değişmesi.

Rakamlar Kelimelerden Çok Şey Söylüyor:
- 1 -
ABD’de 64 milyon gönüllü 2008-2017 arasında yılda ortalamada 137 saatini sosyal sorumluluk ile ilişkili işlere ayırdı. Oysa aynı sürede ülkede 160 milyon çalışan yılda 2.000 saatin üzerinde mesai yaptı.*
- 2 -
2003-2015 yılları arasında ABD’deki vakıflar yıllık ortalamada 140 milyar dolar gelir elde ederken ABD’li şirketler aynı yıl toplamda yaklaşık 2.2 trilyon doların üzerinde gelir elde ettiler.*
Neden STK modellemeleri ile ticari kurumları tek potada birleştirerek devasa bir gücün açığa çıkmasını sağlamayalım?
Peki Biz Ne Yapabiliriz ?
Çok Açık!

Bize göre her kurum var oluş amacının merkezine sosyal bir problemi almalı ve elde edeceği tüm karı da bu amaç uğruna yapacağı yatırımlara harcamalıdır.

Kurum karını amaçları doğrultusunda harcadığını kamuya ispat edebilmek üzere de kar-zarar tablolarını ve banka ekstrelerini aylık bazda web sitesi üzerinden yayınlamalıdır.

Kurumun karını ve tüm harcamalarını sahiplendiği sosyal problemle mücadele uğruna harcadığını, süper lüks tüketime yönlenmediğini, yöneticilerine anormal tutarlarda maaş ödemediğini ya da konfor alanının genişletilmesine yönelik kullanılmadığını gören müşterilerin de kuruma olan güveni ve sadakati artacaktır.

Bizler Açık Hesap Paktı olarak başlattığımız bu sosyal hareket ile tüm kurumların kendilerini bir sosyal faydaya adamasını, bu faydayı merkeze alan bir manifesto açıklamasını, elde edeceği tüm gelirleri de bu amaç uğruna yapılacak yatırımlara harcamasını ve bunu da kamuya banka ekstreleri üzerinden ispat etmesini talep ediyoruz.

Bu sayede en temelde dünya çapında trilyonlarca dolarlık gelirin sosyal sorunlarla mücadeleye harcanması mümkün olabilir ve şirketlerin satış yapmak için kar etmenin ötesinde gerçek bir amacı olur. Şirketlerin karı hepimiz için daha yaşanabilir bir sosyal çevreye, kalıcı çözümlere ve daha yaşanabilir bir dünyaya dönüşür.
Referanslar:
*https://www.statista.com/topics/1390/nonprofit-organizations-in-the-us/#dossierKeyfigures
*https://www.statista.com/statistics/222130/annual-corporate-profits-in-the-us/
Bu Harekete Katılmak İçin Yapmanız Gerekenler Oldukça Açık:
Şirketinizin varoluş amacını bir sosyal faydayla örtüştürün. Ardından tüm harcamalarınızı bu doğrultuda yaptığınızı ispat edebilmek adına kar/zarar tablolarınızı (P&L) ve banka ekstrelerinizi kamu denetimine açın.
Açık Hesap Eylem Şeması

ADIM 1
Sosyal Varoluş Amacını Belirle
Kurum olarak kurucularınızından toplayacağınız geri bildirimlerin ışığında, kurumunuza bir varoluş amacı belirleyin. Bu amaç doğrultusunda kurumunuzun hangi sosyal problemlerle mücadeleye adanacağına karar verin.

ADIM 2
Manifestonu İlan Et
Kurum olarak uğruna mücadele edeceğiniz söz konusu sosyal davaya yönelik bir manifesto yazın. Manifestonuzda öngördüğünüz ihtiyaca ve çözüme kısaca değinin. Ardından bu doğrultuda eylemlerinizi çerçeveleyecek değerlerinize karar verin. Bu manifesto ve değerleri sitenizden kamuya ilan edin.

ADIM 3
Birlik Bilincini Yarat
Kurum içerisindeki tüm çalışanlar için kategorilendirilmiş bir ödeme tablosu hazırlayın. Maaşlar arasında uçurumlar olmasın, tüm maaşlar sağlıklı bir yaşam sürebilmek için yeterli ancak stok yapamayacak kadar da makul ve şeffaf olsun. Kurumunuzda sonuçlardan çok emeği ve azmi değerlendirin, yaptığınız işte ortaya koyduğunuz katma değeri sürekli olarak geliştirin ve şirketinizin müşterilerinden onlara verdiği emek oranında kar etmesini sağlayın.

ADIM 4
Finansallarınızı Açın
Para niyeti takip eder. Kurum, söylemlerinden bağımsız olarak, gelirlerini nereye harcıyorsa gerçek amacı da orada yatıyor demektir. Kurumunuzun tüm gelirlerini manifestonuza ve değerlerinize uygun şekilde harcadığınızı ispat edebilmek üzere kar/zarar tablolarınızı (P&L) ve banka ekstrelerinizin gider ve açıklama kısımlarını web sitenizden yayınlayın.

ADIM 5
Kamuya Hesap Verin
Her çeyrekte (üç aylık dönemler) şirketinizin sosyal medya hesapları üzerinden yetkilileriniz ile birlikte önceden planlanmış ve duyurulmuş bir canlı yayın açın ve kamudan gelen tüm soruları yanıtlayın.